Alzheimer Genetik Bir Hastalık Mıdır ?
Alzheimer hastalığı Dünya Sağlık Örgütü’nün en yaygın 10 ölüm sebebi listesinde 7. sırada diğer nörobilişsel bozukluklarla beraber yer alıyor. Dr. Alois Alzheimer tarafından 20. Yüzyılın başlarında sağlık dünyasına kazandırılmıştır. Down sendromlu bireylerde kırklı yaşlardan sonra görülme olasılığı oldukça yüksek olan Alzheimer hastalığının, bu sendroma sahip olmayan bireylerde daha geç yaşlarda ortaya çıkması beklenir. Alzheimer hastalığı genetik kökenli olduğundan tanıda hastanın aile geçmişinde görülüp görülmediği kritik bir önem taşır ve genetik testler yardımı ile tanı konur.
Alzheimer Hastalığı Tedavi Edilebilir Mi ?
Alzheimer hastalığını direkt olarak iyileştirebilecek bir tedavi henüz bulunamamış olmasa da, hastalıkla beraber gelen semptomlar (halüsinasyonlar) ve hastalıklar (insomnia, depresyon vb.) için ilaç tedavileri uygulanır. Özellikle de ileri yaşlarda görülmesi beklenen bir hastalık olduğundan, hastanın erken semptomlarını gözden kaçırmak ve fark etmek güç olabilir. Aile geçmişinde Alzheimer hastalığı bulunan kişilerin unutkanlık, günlük aktiviteleri tamamlamada güçlük gibi hafif düzeyde görülen semptomların göz ardı edilmemesi tanının erken konulabilmesi sürecin kontrolü açısından oldukça önemlidir. Hastalık ağır ağır ilerlese de bu ilerleyiş her zaman aynı yoğunlukta olmaz. Hastanın, hastalıktan önceki ve sonraki yaşantısının bu ilerleyişte etkili olduğunu söylememiz mümkündür.
Alzheimer Hastalığının Günlük Yaşantıda Belirtileri Nelerdir?
Hafif düzeyde olan Alzheimer hastalığını bireyin eşyaları garip yerlere koyma (tv kumandasını buzdolabına koymak gibi), aynı soruları tekrar tekrar sorma, parayla ilgili problemler yaşama, ilgisizlik, isteksizlik ve yukarıda da belirtildiği üzere günlük aktivitelerini tamamlamada güçlük çekme ya da normalden uzun sürede tamamlayabilme ve en önemlisi unutkanlık deneyimlerinde gözlemlememiz mümkündür.
Orta seviyede ise hastalık artan hafıza problemleri ve devamlı kafa karışıklığı, kısalmış dikkat süresi, öfke patlamaları, paranoya, olur olmadık yerlerde üzerini çıkarmaya çalışmak gibi dürtüsel davranışlar, halüsinasyonlar, delüzyonlar, düşüncelerini mantıksal temelde oluşturabilme ve karşıya aktarabilmede güçlük, yeni şeyler öğrenmede zorlanma olarak bireyin bilişsel yaşantısına güçlü bir şekilde yansır. Bunların yanında kelimeleri seçememek, okuma ve yazma yetilerinde gerileme gibi dil problemleri de gözlemlenir. Sürekli olarak aynı şeyleri söylemek, sormak ya da bulunduğu ortama uygun olmayan şeyleri beyan etmek de hastalığın yansımalarındandır.
Ağır seviyede ise hastalar tamamen ya da büyük oranda dışa bağlı yaşamaya başlarlar. Yataktan uzun süre çıkmama, sürekli uyku, nöbetler, yutmada ve nefes almada güçlük beklenir. Hastalığın bu evresinde Alzheimer hastalığına sahip bireylerin iletişimi oldukça kısıtlanmış olur.
Bakım Verenler (Verecekler) Neler Yapabilir?
Alzheimer hastalarıyla devamlı iletişim halinde bulunmak ve onlara ihtiyacı olan bakımı sağlamak oldukça güç bir süreçtir. Bakım verenlerin duygularını düzenlemede zorlanması ve sıklıkla yardıma ihtiyaç duymaları gayet olağandır. Özellikle de hasta yakın çevrenizden biri ise sürecin getirdiği zorluklar sizi duygusal olarak çokça yıpratabilir. Hastanın devamlı olarak gördüğü halüsinasyonları yahut delüzyonları (ölmüş olduğunu bildiğini kendisinin de doğruladığı biri ile konuştuğunu iddia etmek, o odada olmayan biri ile konuştuğuna tanık olmak gibi) o kişiyi korkutacak keskinlikte ve inatla yalanlamak ve aksini iddia etmek iki taraf için de oldukça yıpratıcı olacağından kaçınılmasını önermek yersiz olmayacaktır. Hastanın aile bireylerine karşı olan aşırı şüpheci ve paranoyak beyanlarını kişisel almamak ve bunun hastalıkla gelen olağan bir durum olduğunu kabul etmek süreci daha kolay yapacaktır.
Alzheimer hastalığına sahip olan bireye her uyandığında ya da kısa süre içinde tekrar tekrar nerede olduğunuzu, kim olduğunuzu, hangi mevsimde ve yılda olduğunuzu söylemeniz gerekebilir. Bu ve bunun gibi birçok sebepten söylenebilecek en iyi tavsiye bu süreçte devamlı olarak ihtiyaçlarınıza bağlı destek almaktır. Bu desteği yakınlarınızdan veya en güçlü şekilde ruh sağlığı profesyonellerinden elde edebilirsiniz.