Anksiyete ( Kaygı Bozukluğu ) Nedir?

Amerikan Psikoloji Derneği (APA) kaygıyı, “Gerginlik hissi, endişeli düşünceler ve ve artan kan basıncı gibi fiziksel değişimlerle karakterize bir duygu” olarak tanımlamaktadır. Bu noktada her insanda var olan ve duruma göre  yararlı olan kaygı duygusuyla anksiyete bozukluğunu karıştırmamak gerekmektedir. Anksiyete bozukluğu “Tekrarlayan düşüncelere ve endişelere sahip olma, çok kötü bir şey olacakmış duygusuna kapılma, içinde bulunulan durumu olduğundan daha tehlikeli görme eğilimi” olarak tanımlanmaktadır. Anksiyete bozukluğuna sahip olan bir birey için bu duygular çok kuvvetlidir ve sanki hiç geçmeyecekmiş gibi hissedilir. Anksiyete bozukluğu yaşayan bireylerde kaygı, panik, korku, huzursuzluk duygularının yanı sıra uyku problemi, ellerde ve ayaklarda uyuşma ve terleme, nefes darlığı, baş dönmesi, kalp çarpıntısı gibi fiziksel etkiler de görülebilir.  Kaygı durumu çok güçlüyse ve uzun sürüyorsa, duyulan kaygı var olan durumla orantılı değilse ve kontrol edilmesi zor durumlara neden oluyorsa, kaygıya neden olabilecek durumlardan kaçınma varsa, kişi işlevselliğini kaybetmeye  başladıysa ve normalde keyif alınan işleri yapmaktan hoşnutsuzluk hissediliyorsa ve son 6 ayda bu belirtilerden en az 3 tanesi görüldüyse ciddi bir durumdan söz edilebilir ve psikolog ya da psikiyatra başvurmakta fayda vardır.

ANKSİYETE (KAYGI BOZUKLUĞU) TÜRLERİ NELERDİR?

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Toplumda en yaygın olarak görülen anksiyete bozukluğu türüdür. Bu gruba dahil olan insanların kaygı duymasına neden olan sebepler her zaman tam olarak belirlenemeyebilir, spesifik olmayan yaşamsal olaylar, durumlar ve nesneler hakkında abartılı ve uzun süreli kaygı ve huzursuzlukları içeren kronik bir bozukluktur.

Panik Bozukluğu: Panik atak yaşayan bireyler ortada hiçbir neden yokken yoğun ve aşırı endişe ve kaygı duyguları yaşayabilirler. Ellerde ve ayaklarda terleme, göğüs ağrısı, fazla hızlı ya da düzensiz kalp atışları, nefes alamama gibi fiziksel belirtiler de eşlik edebilir. Panik atak yaşayan kişiler genelde bu durumu kalp krizi geçiriyormuş ve ölecekmiş, boğuluyormuş gibi hissettiklerini tarif ederler.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu:  Sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme, alay edil, reddedilmeye ilişkin duyulan yoğun korku ve kaygı duygusudur.  Bu bozukluğa sahip olan bireylerde günlük yaşamın çok kısıtlandığı, kişilerin kamusal alanlardan ve kişilerarası ilişkilerden kaçındığı görülür.

Fobi: Belirli bir nesne veya durumdan kaçınma ve yoğun şekilde kaygı duyma şeklinde görülür. Kişi korkunun abartı veya akıl dışı olduğunu bilebilir, buna rağmen duygulan kaygıyı yatıştırmada zorluk yaşanabilir. En sık rastlanan fobiler, uçak fobisi, yükseklik fobisi, kedi-köpek fobisi, kapalı yerde kalma fobisi (klostrofobi), açık alanlara çıkma fobisi (agorafobi) olarak sıralanabilir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk:  Takıntılı düşüncelerin günlük hayatı etkileyecek düzeye gelmesi ve buna bağlı olarak oluşan kaygı bozukluğudur. OKB sahip olan bireyler ellerini, kişisel eşyalarını veya evlerini takıntılı bir şekilde temizleyebilir, ocakları veya ışıkları sürekli olarak kontrol edebilirler.

Ayrılma Kaygısı Bozukluğu: Çocukluk çağında görülen, güvenlik hissi veren ebeveynden veya bir yerden ayrılmaya bağlı olarak oluşan kaygı bozukluğudur.

ANKSİYETE BOZUKLUĞU NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Gevşeme teknikleri: Anksiyetenin fiziksel ve zihinsel belirtilerini en aza indirmek amacıyla basit gevşeme teknikleri çok faydalı olabilmektedir.

Destek Ağı: Yakın arkadaş veya aileden biriyle görüşmek kişinin duyduğu kaygıyı hafifletebilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi: Kişilerde anksiyete yol açan düşünce kalıplarını yeniden irdeleme ve değiştirme, farklı davranış alışkanlıkları edinme sürecine olanak sağlayan bir psikoterapi türüdür.

İlaç Tedavisi: Tedavide antidepresan türevi ilaçlarla 1-2 yıl süreyle düzenli tedavinin uygulanması sürecidir.

Siz de bu ve benzeri bir sorun ile karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız Etiler Beşiktaş’ta bulunan psikolojik danışmanlık merkezimizdeki uzman psikologlarımızdan destek alabilirsiniz.

Paylaş :
Yorum

Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir