İlişkilerde Bağlanma Stilleri

Bağlanma tarzımız, partner seçimimizden, ilişkilerimizin ne kadar iyi ilerlediğine ve ne yazık ki, nasıl biteceğine kadar her şeyi etkileyebiliyor. Bağlanma stilimizi bilmemizin ve tanımamızın bir ilişkideki güçlü yanlarımızı ve zayıf noktalarımızı anlamamıza yardımcı olmasının nedeni de bu. Erken çocuklukta anne ile kurulan bağlanma örüntüsü yetişkinlikte ilişkiler için bir model olarak işlev görmeye devam ediyor. Bağlanma stilleri temelde ikiye ayrılır: güvenli ve güvensiz bağlanma.

Güvenli bağlanma

Güvenli bağlanma stiline sahip yetişkinlerin, bebekken duygusal ihtiyaçlarını karşılayan anneleri vardı. Bu anneler ağladıklarında daima onları kucağa alıp ilgilenen, aç olduklarında besleyen, gülümseyen, destekleyici ve ilişki kuran annelerdi. Araştırmalar güvenli bir şekilde bağlanmış bireylerin daha çok güvenli bağlanma stiline sahip yetişkinlerle ilişki kurma eğiliminde olduğunu gösteriyor.

Güvenli bağlanma stiline sahip çiftler;

  • Her şeyi birlikte yapmaya ihtiyaç duymuyor
  • Birbirleriyle olduğu kadar arkadaşlarıyla da dışarı çıkıyorlar
  • Birbirlerini daima kıskanmıyorlar
  • Diğerinin nerede olduğunu görmek için sürekli mesajlaşmaya veya telefon etmeye ihtiyaç duymuyorlar.
  • Bağlılık ve bağımlılıktan korkmuyor.
  • İlişkiyi zor bir iş olarak görmüyor.
  • Duygularını rahatça ifade edebiliyor.

Güvensiz Bağlanma

Güvensiz bağlanma stiline sahip olan yetişkinler, bebekken duygusal ihtiyaçlarını karşılayamayan annelere sahipti. Bu anneler daha çok tutarsız, bebek her ihtiyaç duyduğunda yanında olamayan, zaman zaman bebeğe alan bırakmayacak kadar yakınında, zaman zaman tepkisiz veya bazen de reddedici olan annelerdi.

Ele alacağımız kaygılı/kaçıngan bağlanma güvensiz bağlanma alt başlığında yer alıyor. Örneğin kaçıngan bağlanma stilinde anne her ihtiyaç duyulduğunda bebeğin yanında olamayabilir. Bu durumda anne tekrar geldiğinde bebek temas kurmaktan kaçınabilir, dış dünyaya güvensizlik söz konusudur. Kaygılı bağlanma stilinde ise anne geldiğinde bebek uzun süre annesinden ayrılamaz ve tekrar gidecek diye kaygılı hisseder.

Kaygılı/kaçıngan bağlanma stiline sahip çiftler;

  • Romantik ilişkilerinde diğerlerinin aşklarına ve güvenlerine karşı değersiz olduklarını düşünebiliyorlar, çünkü başkalarının onları reddedeceği veya inciteceğine dair beklentileri olabiliyor.
  • Araştırmalar kendilerine yönelik olumsuz görüşleri ve başkalarının onları inciteceğini varsaydıklarından, kendilerini olası reddedilmeden korumak için başkalarıyla yakın bir ilişkiden kaçınmak eğiliminde olduklarını gösteriyor.
  • Kaygılı/kaçıngan bağlanan bireylerin olumsuz bir özsaygıya sahip olduğu ve bu nedenle benliğin olumlu bir görünümünü sürdürmek için başkalarına güvendiği görülüyor.
  • Kaygılı bağlanan bireyler onaylanmak ve kabul görmek için aşırı ihtiyaç ve terk edilmeye dair yoğun kaygı yaşayabiliyorlar. Tüm bunlar çoğunlukla başlangıçta romantik ilişkiye girmek için çok tereddütlü olsalar bile, partnerlerine bağımlı hale gelmelerine neden olabiliyor.
  • Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler ilişkide sınır ihlali olduğunu düşündüklerinde veya kontrol edildiğini hissettiklerinde oldukça hassas davranabiliyor.
  • Kaçınganlar yakınlık arttığında tedirgin olabiliyorlar, duygusal mesafeyi korumak istiyorlar.

Danışmanlık ve terapi nasıl yardımcı olabilir?

Bağlanma stilinizi kaygılı/kaçıngan olarak tanımlamak olumsuz bir durum değil ve kesinlikle hiçbir zaman sağlıklı ilişkilere sahip olamayacağınız anlamına gelmiyor. Terapi ile neden ilişkilerde belirli zorluklar yaşadığınızı anlayıp yardım alabilirsiniz. Terapide çocukluk deneyimlerinizle bağ kurmaya başladığınızda farklı düşünce ve davranış yolları da açılacaktır.

Paylaş :
Yorum

Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir