Bu yazımızda psikoloji de çokça etkisi olan sanrı ve varsanı üzerine konuşacağız.
Sanrılar, kişinin kültürel yaşantısıyla açıklanamayan yani kişinin yaşadığı toplumda yaygın olan batıl inançlar sanrı değildir, gözle görülen gerçekliğe uyumlanamayan, ne kadar yanlış olduğunu gösterse de buna inanmadan varlığını sürdüren sarsılmaz, değişmez düşünceler olarak tanımlanmaktadır. Sanrılar imkansız düşüncelerden sık sık gerçekleşebilecek düşüncelere kadar bir çok çeşidi olan bu düşünceler öncelikle şizofreni olmak üzere başka pek çok hastalıkta ortaya çıktığı görülmektedir.
Sanrı Ne Demek?
Sanrılar diğer insanların inanıp inanmamasına bakmadan sürdürülen inanış ve düşüncelerdir. Kişide bir muhakeme bozukluğunun olması bir sanrı belirtisidir yani sebep sonuç ilişkisinin mantıksız kurulması sanrının belirtilerindendir. Genellikle ilişkilerini güvensiz yaşarlar. Bu kişiler kendilerini rahatsız eden duyguları inkar ederek onlara acı veren davranışlardan kaçınırlar.
Sanrı tipleri olarak takip, büyüklük, dinsel, kötülük görme, ima çıkarma, kıskançlık, erotomanik, ihtişam gibi farklı farklı görülen sanrı çeşitleri bulunmaktadır. Kişi hayal ettikleriyle gerçekleri birbirinden ayıramazlar. Hastalar genellikle gerçek hayatlarında da karşılabilecek takip edilme, zehirlenme, ihanete uğrama gibi sanrıları yaşamaktadırlar. Bu durumu da yaşamalarının aslında en önemli nedeni yaşadıkları deneyimleri yanlış yorumlamalarından kaynaklanmasıdır.
Sanrı ve Nedenleri
Temel nedeni tam olarak anlaşılmasa da genetik, biyolojik ve çevresek faktörler üzerinde yoğunlaşılmıştır. Bu bozukluğa sahip olan kişilerin ailesinde de genellikle sanrıları olan birileri mutlaka vardır. Tedavisi ise oldukça zordur çünkü hastalar sanrılarının olduğunu kabul etmez bunu bir problem olarak görmezler. Yaşanılan sanrılar sebebiyle kendilerine ve başkalarına zarar verebilmeleri eğer söz konusuysa hastalar hastaneye yatıralarak tedavi edilmelidirler. Bunun yanında ise hastalara genellikle tedavi yöntemi olarak bireysel psikoterapi uygulanmaktadır.
Varsanı Nedir?
Varsanı bir duyu organını uyaran hiçbir nesne olmaksızın alınan bir sanrının varlığına net olarak inanma durumuna verilen isimdir ve bir diğer ismi de halüsinasyon olarak bilinmektedir. Bu varsanılar sıklıkla yanındakilerin duymadığı sesler duyma ya da göremediği görüntüleri görme şeklinde olmaktadır. Bunların dışında ayrıca dokunma, tat alma ve koku halüsinasyonları da görülebilmektedir.
Sanrı da olduğu gibi varsanıda da kişi bir hastalığının olduğunu bilmez ve buna zaten inanmaz bununla beraber gördüğü, işittiği ve hissettiği her şeye hiç sorgulamadan tam anlamıyla inanır. Varsanı bir hastalık değildir ama bir belirtidir.
Genellikle dört başlık altında toplanmaktadır. Bunlar: işitme varsanıları, somatik varsanıları, koku varsanıları ve görme varsanılarıdır. Kişi başkalarının duymadığı sesler ve gürültüler duyduğunu belirtiyorsa işitsel, vücudunda değişik fiziksel duyumsamalar olduğunu belirtiyorsa somatik, başkalarının fark etmediği olağan dışı kokular duyduğunu belirtiyorsa koku ve gerçekte var olmayan şekiller ve insanlar görüyorsa görme varsanılarına sahip demektir.
Psikiyatrik hastalarla beraber yüksek ateş, uyuşturucu madde ve alkol kullanımı gibi durumlarda da ortaya çıkabilmektedir. Varsanıların tedavisinde öncelikli olarak ilaçla tedavi kullanılmaktadır. Ve tedaviden olumlu bir yanıt alabilmek için doktor ve hasta ilişkisini oldukça önemlidir. Düzenli kontroller yapılmalı ve önerilen ilaç tedavisinin düzenli olarak kullanılması gerekmektedir.
Sanrı ve Varsanı Arasındaki Fark
Varsanı, şizofreni yani psikozu olan kişilerde görülmektedir. Sanrılar ise tamamıyla düşünceler ile ilgili bir durumdur. Sanrılar, işlevselliği kaybettirmez ancak varsanılar işlevsellik kaybına yol açmaktadır. Ayrıca sanrılar daha sonra varsanılara dönüşmektedirler.
Siz de bu ve benzeri bir durumu yaşıyorsanız Etiler Beşiktaş’taki danışmanlık merkezimizden yardım alabilirsiniz.