Sosyal fobi; kişinin, yabancılarla etkileşim kurması ya da başka bir kişi tarafından incelenmesi gereken sosyal durumlarda, belirgin ve sürekli korku ve performans kaygısı yaşamasına verilen isimdir. Kişi performansını, bilgi ve becerisini göstermesi gereken zamanlarda oldukça şiddetli bir kaygı yaşar. Bu kaygı bazen panik atağa bile sebep olabilir. Sosyal fobi durumu kişinin kaygısının artmasına neden olduğu için kişi alışık olduğu eylemleri yerine getirirken bile zorlanır ve bu sebeple oldukça zor durumlarda kalabilir. Eğer sosyal fobiniz olduğunu düşünüyorsanız uygun bir psikoterapi yöntemi ve eğer ihtiyaç duyulursa ilaç tedavisi yoluyla bu sorun çözümlenebilir. Tedavi için erken davranmak, başarıyı arttıran en önemli faktördür.
Herkes ‘sosyal’ ve ‘fobi’ hatta ileri gidecek olursak ‘sosyal fobi’’ laflarını çevresinden duymuştur. Peki, nedir bu ‘sosyallik, sosyal ortam; fobi’. Terminolojik bağlamda olmasa da hepimiz gündelik hayatta bu sözcüklerin ne anlama geldiğini tabi ki biliyoruz. Buna rağmen kısa bir tanım yapacak olursa sosyal ortam; en az iki kişinin işin içinde olduğu sözlü veya sözsüz bir etkileşimin gerçekleştiği bağlamdır. Fobi ise herhangi bir durum veya nesneden aşırı, sürekli duyulan korku ve endişedir.
Bu durum sürekli kendini eleştiren, yargılayan, kendisinden her zaman en iyisini bekleyen ve asla yetinemeyen mükemmeliyetçi kişilerde olur. Çoğu çocukken de çekingendir. Çevreleri ve ebeveynleri tarafından aşağılanmış ve ceza bombardımanlarına tutulmuşlardır. Kişinin travma olarak gördüğü sosyal yaşantılarda buna sebebiyet vermiş olabilir. Mükemmeliyetçi ebeveyne sahip kişiler ise altın madenleridir. En yakın zamanda yardım alınmazsa kendi kendini besler ve büyütür.
Sosyal fobisi olan birey sürekli başkaları tarafından yargılanacağını, mahcup ve rezil hissedeceğini düşünür. Bu durum öyle bir hal alır ki başkalarıyla iletişim kurmaktan kişi kaçınır veya yüksek korku ve endişeye rağmen buna katlanır. Kendisinin aptal, zayıf ve tuhaf görüneceği üzerine endişe duyar. Kafasında sürekli eziklik, yetersizlik, beğenilmeme, mükemmel olma, kusursuz işler yapma, herkesin beğenisini kazanma ve bunları yaparken de hiçbirini belli etmeme, endişesini saklama durumu söz konusudur. Bu endişeyi ve korkuyu gizlemek amacıyla toplum içinde konuşmaktan, etkileşim kurmaktan sürekli kaçınırlar. Başkalarının yanında bir şeyler yemek ve içmek hatta yazı yazmak onlara zulüm gelir.
Bunlara eşlik eden fizyolojik belirtiler ise kişiyi ciddi düzeyde rahatsız eder. Bunlar; yüz kızarması, terleme, kalp çarpıntısı, nefes kontrolü sorunları, mide spazmları, kas spazmları, titreme ve ağız kuruluğu gibi durumlardır.
Peki, siz ne yapmalısınız ve biz ne yapabiliriz? Sosyal fobinin tedavisi mümkün mü?
Öncelikle bu rahatsızlığın sizi rahatsız ve huzursuz hissettirdiğini kendinize itiraf etmelisiniz. Yani kabullenmelisiniz. Dürüst olun, ne kaybedebilirsiniz ki? Şunu da unutmayın ki hakkınızı aramanız, kendinize güvenmeniz, sağlıklı iletişim kurmanız efendiliğinizden bir şey kaybettirmez. Karakterinizi sağlamlaştırır. Bu rahatsızlığı gördüğünüzde bir uzmana danışmanız hayatınızı daha yaşanabilir bir hale getirebilir.
Biz ne yapabiliriz; Tabi burada ne kadar konu hakkında bilgi versek de danışan görüşmeleri iki boyutludur; süreç ve içerik. İçerik, sizin bize verdiğiniz buradan öğrendiklerinizle süzgeçten geçirdiğiniz bilgilerdir. Süreç ise aramızdaki ilişkidir. Bu bize daha sağlıklı ve altın değerinde bilgiler sunar. Davranışlarınız söylediklerinizden daha açık fikirler verir.
Lütfen çekinmeyin sizinle iletişim kurmak bizi de mutlu edecektir. Yaşamınızın değerini bilin. İyi günler…
‘‘Alfred Hitchkook: Her zaman iyi olmak zorunda değilim, iyi olmam gerektiğinde iyi olayım yeter.’’
Utangaçlık hayatınız boyunca birkaç şeye karşı oluşan durumdur. Sosyal fobi ise birçok şeyi kapsar. Daha sürekli ve yoğundur.
Mükemmeliyetçiliğin iki boyutu vardır; patolojik ve patolojik olmayan. Patolojik olanda müthiş bir doyumsuzluk vardır. Kişi ne yaparsa yapsın kendi ruhunu doyuramaz ve hep mutsuz kalır. Patolojik olmayanda ise ‘sağlık olsun’ demeyi bilir.